31 Ekim 2012 Çarşamba

Doğa neden sonbaharı daha çok sever?

SOĞANLAR TOPRAĞA...





Aldığım son A+plus Garden dergisinde şöyle soruyor: ''Bahçeler neden sonbaharı daha çok sever?'' Ben bunu Doğa neden sonbaharı daha çok sever? diye genişletiyorum. Hakikaten Kasım ayı geldi biraz rüzgar biraz ısı farkıyla ve en önemlisi değişen renkleriyle kendini fark ettiriyor değil mi? Bahçıvanların da hep söylediği gibi ''gözlemleyin, takip edin değişimi ancak böyle fark edersiniz''

Sonbaharda tüm bitkiler uyanıyor. Çabalarınız gerek bahçenizde ve gerekse iç mekanda sizlere olumlu dönecektir. Örneğin sonbaharda otlar çıkmadığı için çimlerinizi ekebilirsiniz. Bitkiler susuzluğa daha dayanıklı şu günlerde.. Bu mevsim bahçeye ekimin tam zamanıdır. Bu aylarda yapılan bahçeler, kışı da geçirerek yaşam şartlarına dayanıklı hale geliyor; böylece bahara hazır oluyor ve hastalıklara karşı da dayanıklı oluyor.

Sümbül, Hyacinthus 
Artık yavaş yavaş sakladığınız muscari,nergis, lale, sümbül,amaryllis, zambak, gibi soğanlı çiçeklerimizi ortaya çıkaralım. Gerekirse çoğaltmak amacı ile soğanlarını her birinde besin deposunun bir parçası kalacak şekilde bölelim; çoğaltalım. Ama toprağa koyarken de soğanın sivri uç kısmını yukarı doğru çevirelim.
Sümbül, Hyacinthus
Sümbül gibi tüm soğanlı bitkilerimizin bizi ilkbaharda rengarenk çiçekleri ve mis gibi kokusuyla karşılamasını istiyorsanız işte size birkaç püf noktası..Soğanlı bitkiler geçirgen (toprak+kum+torf karışımı) kumlu, humuslu; yani suyu iyi drene edebilen gevşek toprakları sever. Suyu atamazsa güzelim soğanlarımız çürüyebilir, dikkat. Saksıda yetiştirecekseniz çok fazla alana ihtiyaç duymaz tek bir soğan için 6-10cm. çapında küçük bir saksı birkaç taneyi bir arada ekecekseniz bunun katları kullanılabilir. Soğanlı bitkiler esas besinini yumrusundan alacağı için, çok fazla alana ihtiyaç duymaz. Örneğin sümbül soğanı büyüklüğünün 2,5 katı derinlikte mutlu olabilir. Genel olarak tüm soğanlar da 10-15cm derinlik idealdir. Toprağı kurudukça yeteri kadar sulanmalı ve doğrudan güneş ışığına maruz kalmamalıdır. Bahçenizde ise yarı gölge yerlerde mutlu olurlar. Sonbahar ve kış ayı boyunca çiçeklerin açmasını arttıran besinlerden verirseniz, soğanıyla bunu depolar ve ilkbaharda çiçekleri daha kuvvetli olabilir. 




Lale, Tulipa
İlkbaharda bizi renkli yüzleriyle karşılayacak bu güzel çiçekler. Bu arada ilkbaharda keyfini sürdünüz çiçeklerinizin; çiçeği yaprağı hepsi geçti bitti sakın atmayınız soğanlarınızı, onları sarıp serin bir yerde örneğin buzdolabında veya bahçenin serin yerinde saklayın ve her sonbahar tekrarlayın soğan dikme işleminizi..Zaman içinde soğanlarınızın artarak çoğaldığını göreceksiniz. Ekim ayında  çıkan Ev Bahçe dergisi, farklı soğanlı çiçekleri hangi derinlikte gömmeliyiz ? şeması yapmış harika bir çalışma. (sf.16)
Lale, Tulipa    

Soğanlar kendi içlerinde besinlerini depoladıkları için, dikim sırasında başka gübre vermemize gerek yok ancak çiçek verip sap belirmeye başladığında sulama suyuna soğanlı bitkilere has gübre ilavesi yapılabilir. Hatta soğanın alt kısmına koyacağınız kum drenaja yardımcı olur. 
 
Lale, (Tulipa), zambakgiller (Liliaceae) familyasındandır. Anavatanı Pamir,Hindukuş ve Tanrı dağlarıdır. Türkiye’nin çoğu yerine özellikle Nevşehir ve bölgesine doğal olarak yayılmıştır. Soğanlarının üzerinde zarımsı bir örtü bulunur. Etli ve yeşil 2-8 yaprağı vardır. Çiçekler, saplar ucunda çoğunlukla bir, bazen ikidir. Çiçek parçaları altılıdır. Kırmızı, sarı ve ara tonlarda renklere sahiptir.
16'ncı yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafindan Hollanda Kralı'na gönderilen laleler, ilk başta Hollandalılar'ı ve kısa zaman içerisinde tüm Avrupalılar'ı hayranlık içinde bırakmışlardır. Böylece günümüze kadar dünya'nın en fazla lale üreten ülkesi Hollanda olmuştur.



Lale Tarlaları Hollanda
Lale özellikle doğu kültür ve mitolojilerinde özel bir yere sahiptir. Edebi eserlerde sıkça kullanılmasının yanı sıra mitolojilerde de lalenin ortaya çıkışına dair farklı ve çok çeşitli hikâyeler bulunmaktadır. Bunların en ünlüsü ve özellikle doğu edebiyatında en sık kullanılanı Pers mitolojisindeki lalenin kökeni söylencesidir. Bu söylenceye göre yaprağın üstündeki bir çiğ tanesine yıldırım düşmüş, böylece çiğ tanesi ve yaprak alev almıştır. Daha sonra donarlar ve lale meydana gelir. Bu hikâyeden yola çıkarak, lale çiçeğinin ortasındaki koyuluğun bu yanma işleminin sonucu olduğuna inanılırdı.
Lale Tarlaları Hollanda
 
 
Çiçekleriyle saksıda ve bahçelerde görsel bir şölen oluşturan lalenin anavatanı Türkiye olduğu halde, Hollanda bu işin hem ticaretini hem de keyfini sürmektedir. Amsterdam yakınlarındaki Lisse de
kilometrelerce lale tarlaları yanyana devam etmektedir. Yol sonunda yeralan Keukenhof Lale Bahçesi, gerek her yıl yenilediği tasarımı gerekse düzenlenen yarışma ve aktiviteleri ile turistlerin uğrak yeri olmaya devam etmektedir.
Muscari
Muscari,Gavurbaşı, Arap sümbülü, Dağ sümbülü, Müşkülüm, Morbaş, Üzüm sümbülü, bunlar benim rastladığım isimleri.
Muscari                                
Hyacint haceae (sümbülgiller) familyasından bataklık alanlar ve tarlalarda yaşayan soğanlı ve otsu bitki cinsi. Dağ sümbülü, misk sümbülü, üzüm sümbülü gibi adlarlada bilinmektedir. Anavatanının Akdeniz, Kuzey Afrika, Güney Afrika ve Güney Doğu ve Orta Asya ülkeleri Türkiye, Yunanistan 'da dahildir. Çiçeğin boyu 35 cm'ye kadar olabilir. Genelde şubat-mayıs aylarında çiçek açarlar. Çiçek açıp, tohum verdikten sonra üst kısmı ölen bitkinin alt kısmı her bahar ayında tekrar filizlenip çiçek açar. Çiçekleri türüne göre mavi renk başta olmak üzere beyaz, sarı, soluk pembe renklerde olabilir. Bazı türleri kokulu iken bazı türleri kokusuzdur.
Gruplar hâlinde bulunurlar. 20-40 çiçek tek bir salkımda toplanır. Bu bitkinin çiçekleri çok miktarda balözü salgıladığından arılar için çok değerlidirler. Muscariyi büyük bahçelerde, botaniklerde fark etmemeniz olasıdır çünkü oldukça minyon, zarif bir şekilde köşesinde sizi bekliyordur.
Muscari
 
Biraz da haftasonu nereden kaça alabilirim? diyorsanız size birkeç fiyat vereceğim 5 adet lale soğanını aşağı yukarı 3,5 TL ile 5 TL arası internetten sipariş verebilirsiniz; yok eğer seraları da gezerim diyoranız çok daha iyi tabii..10 adet Muscari Dağ Sümbülü soğanını ise 3-5 TL arası temin edebilirsiniz. 3 adet soğanın bir pakette satıldığı yerlerde ise Sümbülleri, 3-4 TL arasında temin etmeniz mümkün. 
Tabii soğanlı bitkilerimiz bitmedi daha Amaryllis(Nergis zambağı) var, Nergisler var, Zambaklar var, Cyclamen var...devam edeceğiz.

10 Ekim 2012 Çarşamba

Sonbaharın en güzel rengi sarı, En Güzel Sarı Van Gogh Sarısı


E K İ M, O   M U H T E Ş E M   R E N K   D E Ğ İ Ş İ M İ

Ekim ayına girdik etrafımıza baktığımızda o muhteşem renk değişimini fark etmememiz imkansız. Tüm ağaçlar, çiçekler değişim içerisinde. Toprak halen yazdan kalan sıcaklığını hafiften kaybetmeye başlıyor. Yağışlar ise, toprağın eksilen nemini tamamlamak için adeta koşarak geliyor. Hepimiz hazır olalım. Bu muhteşem değişim, bize de bahçemizde bazı hazırlıklar yapmamız gerektiğini hatırlatıyor; hazırlanalım. Bu hazırlıkları yapmazsak; niçin bahçem böyle kötü görünüyor veya çiçeklerim niçin açmadı diyerek hayıflanırız..
 
Mulberry Tree, Van Gogh
Sonbaharla birlikte özellikle bahçemizde sulama düzenini değiştirmeliyiz. Toprağımızın nemini kontrol ettikten sonra sulamayı sabah erken saatlerde ve akşam yapmalıyız. Otomatik sulamalarımızın zaman ayarlarını yapmalı; özellikle fazla sulamanın önüne geçmeliyiz. Toprağımız bu mevsimde yağmurla da nemlenecektir.
Sonbaharda sararıp dökülen yapraklarımızı toplamalıyız. Çürüyen yapraklar, çim alanlarımız üzerinde kalırsa, bazı hastalıklara sebep olabilir. Toprak üzerinde bırakabiliriz ancak; çimler üzerinde değil aksi taktirde çimlerimizin kaybolmasına sebep oluruz. Bahçemizin tüm kuruyan yapraklarını bir köşede toplayarak; kompost yapabiliriz. Bunları da bir sonraki yıl organik gübre olarak bahçemizde kullanabiliriz. Size evde ve bahçede nasıl kompost yapabileceğimizi daha detaylı anlatacağım..
Sunflowers and Pears, Van Gogh
                                           
Ayrıca yaprakların %70 kadarı döküldüğü zaman, bitkilerimizi bordo bulamacı ile ilaçlayabiliriz. Bu doğal bir mücadele şeklidir.
Yazın oluşan bakteriolojik ve mantar hastalıklarıyla yapraklarda ve gövdede mücadelede ederken Bordo Bulamacı bize detek olur.  
Ayrıca yağışlar sebebi ile bahçelerde danaburnu artacaktır ve bunun için de gerekli ilaçlar yapılmalıdır. Size Bordo Bulamacının Pratik
Tarifini vereceğim ancak; bunu sonbaharda yapacağınız zaman, 2/100 litrelik karşımı tarım ilacı satan yerlere de hazırlatabilirsiniz. Bulamacınızı Ağaçlarınızın gövdesine, dallarına, yapraklarına da püskürterek kullanabilirsiniz. Güneşli günlerde uygulanması tavsiye edilmez.
 





Bordo Bulamacı Yapımı. Lütfen eldivenlerinizi takınız:

Birinci Aşamada:

  1. 5-6 lt'lik kova içine 5 lt su konur,
  2. Bu 5 lt'lik suyun içine 100 gr.Göztaşı yani bakır sülfat ilave edilir,
  3. Tahta bir sopayla karıştırılır.
    İkinci Aşamada:
  4. 5-6 lt'lik kovanın içerisine 5 lt. Su koyunuz.
  5. 100 gr. sönmüş kireç ilave ediniz. Kireci inşaat malzemesi satan yerlerden alabilirsiniz.
  6. Tahta sopayla karıştırınız.
    Üçüncü Aşamada:
  7. 10 lt'lik büyük bir kap alınız
  8. İçerisine kireçli karışımı dökünüz. Bir taraftan karıştırırken bir yandan da göztaşı karışımını yavaş yavaş ilave ediniz.
  9. Karışımınızın hazır olup olmadığını anlamak için, passız çiviyi içine atınız, tertemiz çıkarsa karışım hazır demektir;
    paslanarak çıkarsa hafif hafif su ilave ediniz.
    Bordo bulamacı, kesinlikle başka ilaçlarla karıştırılmadan uygulanmak zorundadır.

Sonbaharda topraklarımıza Azot ağırlıklı gübre vermeliyiz. Bu mevsim özellikle ibreli ağaçlar için de büyük önem taşır. Bu dönemde form budaması yapmak için en doğru zamandır. Çimlerimizi ise havalandırmalı ve kel kalan yerlere ara ekim yapmalıyız. Ara ekim öncesi de Azot atmalıyız.

Çalılarımızı da unutmayalım. Çiçekleri bittikçe form budaması yapalım. Çiçeklendirme ve gençleştirme amaçlı budamaları ekim ayında yapalım. Bahçedeki tüm bitkilerin altını çapalayalım havalandıralım. Yabani ot kontrolünü için gerekirse ilaçlama yapalım. Eylül ayında başlayan hastalık ve zararlılarla mücadele, Ekim ayında hava sıcaklığı düştükçe azaltılacaktır. Hava sıcaklığı düştükçe, hastalıklarda buna paralel azalacaktır. Hercai menekşe, fırça çalısı,Rudbeckia, Aster, Çayır karanfili, Kasımpatı, Kelebek Çalısı gibi çiçekli bitkileri de 15 Ekimden sonra ekmeye başlayabiliriz.

Toprak ısısının düşmesi bize, artık soğanlı bitkilerin ekim zamanının geldiğini de bir taraftan hatırlatıyor, unutmayalım..Bir kaç güzel sonbahar resmiyle mutlu baharlar diliyorum..






 

 




 


 
 
 
 







 

7 Ekim 2012 Pazar

Alışveriş ve Yürüyüş

 

H A F T A S O N U,  B İ R A Z  A L I Ş V E R İ Ş  B İ R A Z 

Y Ü  R Ü Y Ü Ş

Evet tempolu bir haftanın ardından işte cuma akşamı geldi. Planlar planlar planlar o kadar çok şeyi bu iki güne sığdırmaya çalışıyoruz ki plan yaparken bile bahar yorgunluğunu hissediyoruz. Ama olmazsa olmazlardan biri elbette alışveriş..En sağlıklısı; en uygun fiyatlısı; çocuklar ne sever bir saniyede bile bir sürü fikir kafamızdan geçiyor. Ben bu gün sizlere İstanbul'da burnumuzun dibindeki organik pazarlardan bahsedeceğim. Ama evden çıkmak istemiyorum kapıma kadar gelsin diyorsanız ki ben bu hafta aynen böyle bir tembellik yaptım:) internetten sipariş verebilirsiniz.
 
 
1) Özgürlük Parkı Her Pazartesi,
2) Feriköy Pazarı, Salı ve Cumartesi günleri,
3)Maltepe Pazarı Kışlalı Caddesi- Pazar günleri,

4) Kartal Pazarı Kartal Meydanında -Pazar günleri,
5) Eminönü Köylü Pazarı- Fatih- Kadın pazarı- Her gün
6) Kasımpaşa Pazarı-Kastamonu Pazarı Galata Köprü altında kuruluyor pazar sabah çok erken 6-7.00
7) Tuzla Pazarı Tuzla Sahil-Cumartesi günleri kurulan organik, köylü pazarı.
 
8) Ayrıca Tema Ürünlerini her zaman alabileceğiniz Temari ürünleri var.    http://www.temari.com.tr/hakkimizda.html
 
9)  Arıkan Çiftliği Silivri, internetten sipariş
10) İpek Hanımın çiftliği Aydın Nazilli- İnternetten sipariş
11) Ben Seferi Pazar'ı tercih ediyorum, harika erikleri,üzümleri yiyerek size yazıyorum.İnternetten sipariş veriyorum 1 günde geliyor. Çilek reçeli ve balı da çok güzel, ayrıca salatalıkları çocukluğumdaki gibi kokuyordu. Girit kabakları tam başparmağım büyüklüğünde..
          
https://www.seferipazar.com/shop/index.php
Biraz da Seferi Pazardaki fiyatlardan bahsedeyim. Domates 3,5 TL, Girit Kabağı 3,5TL, Kırmızı Erik 3TL, Dereotu,Maydanoz, Roka,Nane 0,5TL, Patlıcan  4TL aşağı yukarı İstanbul Kadıköy yakasındaki market rakamlarına yakın, ancak doğal ürünler bunlar; üstelik gayet körpe ve makul büyüklükteler.   
Hafta sonları, bazılarımız için alışveriş zamanı..haydi gidelim ..
 
Anadolu Yakasında yürüyüş ve bitki teşhisi yapabileceğiniz NGBBahçesine giderseniz; bitkileri hayvanları bir arada görüp mutlu olursunuz. Bakınız, ben bu hafta ne kareler yakaladım..Göletlerin üzerinde gerinen Su kaplumbağaları ile bir suya bir yapraklara atlayıp duran kurbağalar, farklı cinslerde nilüferler..Erken gidiniz keyfini çıkarınız. Yanınıza bir de termosta çayınızı koyarsanız; keyfinize diyecek olmaz..
 
 
 
 





 
 


 
 
 

1 Ekim 2012 Pazartesi

Toprak ve Sanat

 

T O P R A K  B İ Z E  S A N A T  D A  V E R D İ

Bu gün yolum biraz İstanbul şehir merkezinin dışına taştı. Bir gurup çılgın hanım Zekeriyaköy' de doğanın koynunda birbirinden ilginç çalışmalar yapmıştı; onları görmeye gittim. Doğanın bize bonkörce sunduğu güzelliği gerek ilham gerek malzeme olarak kullanmışlardı. Doğanın renklerini taklit ederek ve yine toprağımızın bize bahşettiği malzemeleri kullanarak birbirinden farklı çalışmalar vardı. Kimi toprağı şekillendirmiş kimi yünlerden keçe yapmış kimi madenlerden heykeller ve gümüş takılar..Artık hiç şaşmamak lazım niçin Monet 250 nilüfer tablosu çizmiş ve hayatının önemli kısmını bahçeli evinde geçirmiş diye. Van Gogh ise gözleri kör olurcasına güneşin altında kalarak mısır tarlalarını, saman balyalarını, irisleri, ayçiçek tarlalarını; doğanın bahşettiği tüm güzellikleri bize taşımıştı..İstedikleri bu güzellikleri an be an kaçırmamak o renk, şekil ahengini yakalamaktı.
 
 
 
Sanatçıların bir kez daha doğadan, çiçekten, böcekten beslendiğini bir kez daha ispatlayan bir sergi olmuştu bu. Dile kolay 20 sanatçı ahenk içinde organize edip ortaya çıkarmışlardı bu güzel çalışmayı. 3. kez Açık Atölye Hafta Sonu Zekeriyaköy'de düzenlenmişti. Belki resim, heykel, seramik, keçe, takı, kolaydı farklıydı çalıştıkları malzeme ancak kaynak tekti: Yeşil Doğa, Kara Toprak
 
 
Elhan Ergin, Seramik Sanatçısı
 
1999 depreminden sonra pek çok kişi şehir merkezlerinden kaçarak Zekeriyaköy'de yeni bir yaşam kurdular. Ohhh dediler şehrin gürültüsünden uzak, yemyeşil, sessiz, her şeye değer dediler bu güzellikler..Ancak betonlaşma hızla her yeri avucuna aldığı gibi üzülerek bu köyü de yavaştan ele geçiriyor; gözle görülür ağaç kesimleri var. Bu ağaçların bir kısmı yüzlerce yılda yetişiyor, havaya oksijen, çevreye estetik; sanatçıya ilham kaynağı oluyor. Üzülmemek elde değil, yeşiline sahip çıkamayan ülkeler çok sıkıntı çekecek orası kesin. Bu günü değil gelecek nesilleri düşünmeliyiz; iyi miras dediğimiz aslında budur. 
 
 
 
Serap Alıcıoğlu Akışık, Seramik Sanatçısı
 
Büyük ozan Aşık Veysel'in satırlarının bir kısmını tekrar yazıyorum.
 
 Nice Güzellere Bağlandım Kaldım
 Ne Bir Vefa Gördüm Ne Faydalandım
 Her Türlü İsteğim Topraktan Aldım
 Benim Sadık Yarim Kara Topraktır

Koyun Verdi Kuzu Verdi Süt Verdi
 Yemek Verdi Ekmek Verdi Et Verdi
 Kazma İle Dövmeyince Kıt Verdi
 Benim Sadık Yarim Kara Topraktır

Sanat, sanatçı ve Eser de verdi bize kara toprak diyerek bitiriyorum.

http://www.facebook.com/zekeriyakoysanatgrubu